KALEM 16-43, Kur'ân-ı Kerim (Cüz-29, Sayfa-565)

KALEM: 68/KALEM-16, 68/KALEM-17, 68/KALEM-18, 68/KALEM-19, 68/KALEM-20, 68/KALEM-21, 68/KALEM-22, 68/KALEM-23, 68/KALEM-24, 68/KALEM-25, 68/KALEM-26, 68/KALEM-27, 68/KALEM-28, 68/KALEM-29, 68/KALEM-30, 68/KALEM-31, 68/KALEM-32, 68/KALEM-33, 68/KALEM-34, 68/KALEM-35, 68/KALEM-36, 68/KALEM-37, 68/KALEM-38, 68/KALEM-39, 68/KALEM-40, 68/KALEM-41, 68/KALEM-42, 68/KALEM-43, Kur'ân-ı Kerim, Cüz-29, Sayfa-565, KALEM 16-43
direction_left
direction_right
Kur'an Dinle: 68/KALEM-16
68/KALEM-16: Biz yakında onun burnu üzerine damga basacağız.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-17
68/KALEM-17: Muhakkak ki Biz, onları belâya uğrattık. Bostan mahsulünü mutlaka, sabah erkenden (fakirlere göstermeden) devşirmek için yeminleşen bostan sahiplerini belâya uğrattığımız gibi.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-18
68/KALEM-18: Ve bir istisna yapmıyorlar.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-19
68/KALEM-19: Fakat onlar uyuyorken, Rabbin tarafından gönderilen bir afet onun (bostan mahsullerinin) üzerinde dolaştı.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-20
68/KALEM-20: Böylece (mahsul) simsiyah oldu (bahçe kara toprak gibi oldu).
Kur'an Dinle: 68/KALEM-21
68/KALEM-21: Nihayet sabah olunca birbirlerine seslendiler.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-22
68/KALEM-22: Eğer devşirecekseniz, tarlanıza sabah erken gidin!
Kur'an Dinle: 68/KALEM-23
68/KALEM-23: Bundan sonra aralarında gizlice konuşarak (evden) ayrıldılar.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-24
68/KALEM-24: Sakın bugün oraya (bostana) sizin yanınıza bir yoksul girmesin.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-25
68/KALEM-25: Ve (yoksulları) men etmeye güçleri yetecek (diye) sabah erkenden gittiler.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-26
68/KALEM-26: Fakat onu (bostanın halini) görünce: “Muhakkak ki biz, gerçekten dalâlette olan kimseleriz.” dediler.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-27
68/KALEM-27: Hayır, biz mahrum olan kimseleriz.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-28
68/KALEM-28: Onların en makul düşüneni: “Ben, size eğer (Allah’ı) tesbih etmiyorsanız, olmaz (tesbih etmeniz gerekir) demedim mi?” dedi.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-29
68/KALEM-29: “Bizim Rabbimiz Sübhan’dır (yücedir, herşeyden münezzehtir). Muhakkak ki biz, zalim kimseler olduk.” dediler.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-30
68/KALEM-30: Bunun üzerine birbirlerine, kınayarak karşılık verdiler.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-31
68/KALEM-31: Yazıklar olsun bize, muhakkak ki biz, haddi aşan kimseler olduk.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-32
68/KALEM-32: Rabbimizin bize, onun yerine, ondan daha hayırlısını bedel olarak vermesi umulur. Muhakkak ki biz, Rabbimize rağbet eden kimseleriz.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-33
68/KALEM-33: Azap, işte böyledir ve ahiret azabı elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-34
68/KALEM-34: Muhakkak ki takva sahipleri için, Rab’lerinin yanında Naîm cennetleri vardır.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-35
68/KALEM-35: İşte böyle, müslümanları (teslim olanları), mücrimler (suçlular) gibi kılar mıyız (bir tutar mıyız)?
Kur'an Dinle: 68/KALEM-36
68/KALEM-36: Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?
Kur'an Dinle: 68/KALEM-37
68/KALEM-37: Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi okuyorsunuz?
Kur'an Dinle: 68/KALEM-38
68/KALEM-38: Gerçekten onun içinde (o kitapta) “beğenip seçtiğiniz şeyler mutlaka sizindir” (mi yazılı)?
Kur'an Dinle: 68/KALEM-39
68/KALEM-39: Yoksa sizin için kıyâmete kadar sürecek olan, üzerimizde yeminler mi var: “Ne hüküm verirseniz, o mutlaka sizindir (diye).”
Kur'an Dinle: 68/KALEM-40
68/KALEM-40: Onlara sor: “Onların hangisi bunun savunucusudur?”
Kur'an Dinle: 68/KALEM-41
68/KALEM-41: Yoksa onların ortakları mı var? Öyleyse ortaklarını getirsinler, eğer doğru söyleyen kimse iseler.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-42
68/KALEM-42: Gerçeklerin açığa çıktığı gün, secde etmeye davet olunurlar. Fakat (secde etmeye) güçleri yetmez.
Kur'an Dinle: 68/KALEM-43
68/KALEM-43: Gözleri korkudan ürpermiş halde, onları bir zillet kaplar. Onlar, salimken (sağlıklı ve selâmette iken) secde etmeye davet olunmuşlardı.
Kur'ân dinlemeye başlamak için bir Hafız seçiniz.
Kur'ân-ı Kerim » »
Sponsor Links: