Quran in English - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (English)

Коран на български език - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (български)

Koran auf Deutsch - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (Deutsch)

Corán en español - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (Español)

Coran en français - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (Français)

Quran di Indonesia - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (indonesia)

Koran on-Nederlandse - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (Nederlands)

Коран на русском языке - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (русский)

Kuran-ı Kerim Türkçe Meali - Kur'ân-ı Kerim, Sayfa-535 (Türkçe)

VÂKIA 17-50, Kur'ân-ı Kerim (Cüz-27, Sayfa-535)

Kur'ân-ı Kerim » Cüz-27 » Sayfa-535

VÂKIA: 56/VÂKIA-17, 56/VÂKIA-18, 56/VÂKIA-19, 56/VÂKIA-20, 56/VÂKIA-21, 56/VÂKIA-22, 56/VÂKIA-23, 56/VÂKIA-24, 56/VÂKIA-25, 56/VÂKIA-26, 56/VÂKIA-27, 56/VÂKIA-28, 56/VÂKIA-29, 56/VÂKIA-30, 56/VÂKIA-31, 56/VÂKIA-32, 56/VÂKIA-33, 56/VÂKIA-34, 56/VÂKIA-35, 56/VÂKIA-36, 56/VÂKIA-37, 56/VÂKIA-38, 56/VÂKIA-39, 56/VÂKIA-40, 56/VÂKIA-41, 56/VÂKIA-42, 56/VÂKIA-43, 56/VÂKIA-44, 56/VÂKIA-45, 56/VÂKIA-46, 56/VÂKIA-47, 56/VÂKIA-48, 56/VÂKIA-49, 56/VÂKIA-50, Kur'ân-ı Kerim, Cüz-27, Sayfa-535, VÂKIA 17-50

56/VÂKIA-17: Onların etrafında halidun olan (ölümsüz) gençler dolaşır.

56/VÂKIA-18: Akan pınarlardan doldurulmuş kâseler, ibrikler ve billur kadehler ile.

56/VÂKIA-19: Ondan (o şaraptan) başları ağrımaz ve sarhoş olmazlar.

56/VÂKIA-20: Ve arzu ettikleri meyvelerden.

56/VÂKIA-21: Ve canlarının çektiği kuş etlerinden (sunulur).

56/VÂKIA-22: Ve harika güzel gözlü huriler (vardır).

56/VÂKIA-23: Sanki saklanmış inci tanesi gibi.

56/VÂKIA-24: Yapmış olduklarının mükâfatı olarak.

56/VÂKIA-25: Orada boş bir söz işitmezler ve günaha girmezler.

56/VÂKIA-26: Sadece selâm, selâm sözü söylenir.

56/VÂKIA-27: Ashabı yemin [yemin sahipleri, amel defterleri (hayat filmleri) sağından verilenler], (ama) ne ashabı yemin!

56/VÂKIA-28: (Ashabı yemin), dikensiz sedir ağaçları arasında.

56/VÂKIA-29: Ve meyveleri kat kat dizili muz ağaçları (arasında).

56/VÂKIA-30: Ve uzayan gölgeler (içinde).

56/VÂKIA-31: Ve çağlayan sular (arasında).

56/VÂKIA-32: Ve pekçok meyveler (arasında).

56/VÂKIA-33: Eksilmeyen ve yasaklanmayan.

56/VÂKIA-34: Ve yüksetilmiş döşeklerdedirler (tahtlardadırlar).

56/VÂKIA-35: Muhakkak ki Biz, onları yeni bir inşa (yaratılış) ile inşa ettik (yarattık).

56/VÂKIA-36: Böylece Biz, onları bakireler kıldık.

56/VÂKIA-37: Eşlerine düşkün, aynı yaşta olarak.

56/VÂKIA-38: Ashabı yemin [yemin sahipleri, amel defterleri (hayat filmleri) önünden ve sağından verilenler] için.

56/VÂKIA-39: (Onlar) evvelkilerden bir ümmettir.

56/VÂKIA-40: Ve de sonrakilerden bir ümmettir.

56/VÂKIA-41: Ve ashabuş şimal [şeamet (kötülük), meşeme sahipleri, amel defteri (hayat filmleri) sollarından verilenler, cehennemlikler], (ama) ne ashabuş şimal!

56/VÂKIA-42: (Ashabuş şimal), semum (iliklere işleyen bir sıcaklık) ve hamim (kaynar su) içindedir.

56/VÂKIA-43: Ve kara dumandan bir gölge ki.

56/VÂKIA-44: Ne serinleticidir ne de rahatlatıcıdır.

56/VÂKIA-45: Muhakkak ki onlar, daha önce mutrafi idiler (varlık içinde zevklerine dalmışlardı).

56/VÂKIA-46: Ve onlar, büyük günahta ısrar ediyorlardı.

56/VÂKIA-47: Ve şöyle diyorlardı: “Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Biz gerçekten, mutlaka beas mı edileceğiz (yeniden mi diriltileceğiz)?”